reklam

15 Eylül 2015 Salı

Çalar saat yokken kullanılan uyanma yöntemleri

Uyandıracak biri yoksa, alarm kurmadan uyanması imkansız olan insanlardan biri olarak çok merak ettiğim yöntemlerdir. 

Bu yöntemlerden en çok ilgimi çeken , mum ve çiviler yardımıyla uyanma yöntemi: metal bir mumluğun üzerine yerleştirilen mum üzerine monte edilen çivilerin bulunduğu seviyeye kadar eridiğinde çivilerin serbest kalarak aşağı düşmesiyle çıkan seslerden faydalanarak uyanma şeklinde gerçekleşiyormuş. bunun için mumun ne kadar sürede 
eridiğini önceden iyi ölçmek ve o sesleri duyup uyanabilmek için tilki uykusuyla uyuyabilen bir insan olmak lazım. 



21 Ağustos 2015 Cuma

İNSTELA YAZARLARININ EN ETKİLENDİĞİ FOTOĞRAFLAR










21 Mart 2015 Cumartesi

Eskişehir deki çorap satan çocuk

Akşama kadar yaşadıklarımız taktığımız şeyler ve bu çocuğun hayatı!
Aslında ilk başta içim acıdı biraz sonra çocuğun söylemlerine dikkat ettim konuşma tarzına pazarlama kabiliyetine kısaca hayat hikayesine üvey babasına söylediği sözlere acınacak kişi benim aslında.Aklıma yardımcı olalım arkadaş biz bu çocuğa diye getirdim sonra kazanımı iyi ve bence bu işi yapması gerekiyor diye düşünmekten alamadım kendimi biri balık tutmayı öğretmiş daha ne olsun.sonra bu çocuğun okul durumunu düşündüm eminim ki okulda da çok başarılıdır ve tabiki çok daha iyi şartlarda okumaları yaşamaları gerek ancak bu tarz çocuklara köstek olunmasın yeter onlar bizim kaçıp saklandığımız korkup odamıza saklandığımız hayata ders veriyorlar onu her gün al aşağı ediyorlar.Kendisini bu şekilde yetiştiren bu çocuk gibi bir çocuk yetiştirmek için yıllarımı harcamaktan da çekinmeyeceğim.

Eski sevgilinin mesaj atması

Sevgili edinip sonra o sevgiliden ayrılan ve başına bir sıfat ekleyerek hala aynı kelimeyi kullanan ve bunu birden fazla kişi ile yapan insanların yaşadığı problemdir.Yıllarca,aylarca,günlerce emek edip sonra o emeği hiçe sayıp ahde vefayı gözardı edip sanki dünyanın en kötü kişisi gibi davranan kişinin yaşadığı problemdir.En önemlisi de sevdiğinin eskimesine sebep olan olayların hala kesinleşmemiş olmasıdır. Mesaj atan kişi ile girilmeyen diyalog, netleştirilmeyen konulardan dolayı oluşan problemlerin iki taraf içinde oluşan eski sevgiliyi yıpratmasıdır. 

İstanbul Üniversitesi'nde yapılan pkk kutlaması






     Çözüm sürecini destekleyen hatta yapılmasaydı ileride fırsatım olursa kesin yaparım diyordum,sonra bir delikanlı çıktı rte ve bu işe el attı kendi tabiriyle elini taşın altına koydu.kendisini ile ilgili yaptığı on şeyden 8 ini beğenir ve desteklerim ancak 2 sini şiddetle eleştiririm ve bu 2 şey icraat olarak daha az görünse de etki olarak çok daha fazla 8 den.bu yüzden kesin olarak sevmiyorum ben bu adamı kanaatine vardım 7-8 sene önce.
     Bir kürt (türkçeyi istanbul türkçesi ile konuşan kürtçeyi yarım yamalak konuşan ya da anneden öğrendiği kadar) olarak ilk giride ki video yu izledikten sonra ve buna benzer olayları bizatihi yaşadıktan sonra bu işin biraz daha erken olması temennisini taşımaktayım.bu satırları yazarken bir ahmet kaya şarkısı dinleyerek yazıyorum.
     Farklı bir kafa mı taşıyorum bilemiyorum ama öcalan için devletin vermiş olduğu bir karar var devlet dediğim yargı organının müebbet.Hakim kararı desteklenir desteklenmez ancak sonuç o bir mahkum ve mahkum olmasının sebepleri var ve o sebeplere göre karar verildi ve ben inanıyorum ki yaşadığımız yer bir hukuk devleti.
     Yukarıdaki video da eğlenen insanlar ne yapıyorlar acaba neler söylüyorlar neler diyorlar bi daha tekrardan izlersek,amaçları ne,var olmaya mı çalışıyorlar,kadın,çocuk özgürlük diyorlar en sonunda e başında ne diyorlar ne yapıyorlar.sataşma var,var olma çabası var güya,kendilerinin kürt olduğunu bağıra bağıra söyleme çabası var,en barizi ise eğleniyorlar ve bunu bir ritime dökmeye çalışıyorlar.
ülkücülere sataşma nedir?hayırdır doymak bilmeyen bir kan kokusu gitmeyecek mi akıllarınızdan bunun bir son bulması için hiç mi bir çabanız olmayacak ve siz hiç samimi olmayacak mısınız?
ülkücüler (tabi ki gerçek ülkücüler ) bu ülkenin bu vatanın temel taşları vatanseverleridir bu videoda oyanayan eğlenen insanlarla beraber bir vatan sevgisi.(bu gün kaç ülkücü kaldı o da başka bir mevzu tabi.ülküsünü kaybetmemiş)
     Mahkum birini baş olarak görüp ve bunu bağıra çağıra söylüyorlar ve ben buna hak veremiyorum,verememe sebebim ise yargı kararı tamamen.kıyılmış canların,ağlamış anaların bu dünyadaki öcüdür.bu kürt ya da türk anası hiç farketmeksizin.
     Bağırıp çağırdığınız adam yarın öbür gün yine bu yargı kararı ile beraat eder beraat etme nedenleri toplumun çoğu tarafı tarafından içselleştirilirse o zaman bağırıp çağırın,parti başkanınız olarak şarkı yapın,başınıza taç yapın ama bu gün yapmayın bu hakkınız değil.beraatı yine içlerde bir yerde acı bırakacak orası ayrı bir olay ama bu devlet için yapılırsa şahsım adına sineye çekerim.
bu olay ve buna benzer olayları özgürlük ile bağdaştıramadım hiç.sıkıntı çeken o kadar kürt varken hiç inanasım gelmiyor bu eylemleri yapan insanların bu sıkıntıları çektiğini.hiç samimi bulmuyorum.belki samimidirler ama kürt ile islam bir arada oluyordu hep hala da öyledir bakın ana babanıza ama siz kimsiniz ya da ne zaman fikirleriniz bu kadar değişti,ne zaman bira ya kürtçe isim bulundu,ne zaman eğitim alındı da bu kadar insan islam ile bağdaşmayan bir zihniyete büründü onu da anlamakta zorlanıyorum.sahi kürtler ne zaman marksizm leninizm ideoliji taşır oldu.bunu kesinlikle kınamıyorum haddime de değil ama bunu ne zaman okudu sonra kabul etti ve bu ideolijiye sahip bir partiye oy verir oldu.hepsini geçtim silah zoru ile iş yapan bir topluluğa onay verdi ve bunu savunur oldu.
     Toparlarsak öcalanın çözüm süreci boyunca sağlık durumunu iyi olmasını temenni ediyorum ki bu olayı çözebilecek tek kişidir kendisi.zira ne ara diye başlayan bir sürü cümlelerin nedenidir bu temennim malesef ve malesef ki kürtlerin çoğunluğu büyük ne derse onu yapıyorlar ve ilgili ideolijinin gereği olarak liderin sözü kesinlikle tartışılmaz.
     Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur sokaktaki aç suryeliyi düşünürüz.
     Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur eski sevgilimizi düşünüp yaşadığımız pişmanlıklarımızı düşünürüz.
     Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur bu videoda oynayan bağıran ve buna benzer yaşayan insanlar kendi fikirlerini edinip bizim hisler ile değil aklımızla hareket edebileceğimizi hissederler.
yine umuyorum ki bu olaylar son bulur kemalistlerin atatürkü,akplilerinrteyi,ülkücülerin türkeşi,buradaki insanların öcalanı sorgulayacağı aklı selimi elde ediriz.
     Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur bayraktaki kanın hepimizin kanı olduğunu hisseder ve anlar ona göre yaşarız.

                                                        Ensar Deliduman 21.03.2015 01:00 Demirlibahçe-Mamak-Ankara

4 Şubat 2015 Çarşamba

ÇARPIK ÇAĞ

                                 ÇARPIK ÇAĞ

 Doğru mu yanlış mı karar sizlerin
 Biz aklın durduğu çağda yaşadık
 Ben dinsizim diyen beyinsizlerin
 Din dersi verdiği çağda yaşadık.
 Baylar çalım sattı, bayanlar etin;
 Ar duvarı çürük, darbeler çetin.
 Modern putçuluğun şirkin zilletin
 Kemale erdiği çağda yaşadık.
 Bazan kör kilitler vuruldu dile
 Bazan armağanlar kazandı hile
 Homo’nun, komo’nun deyyusun bile
 İtibar gördüğü çağda yaşadık.
 Yabancısı olduk ilin obanın;
 Müdür ekmeğini çaldı çobanın
 Resmi dairede devlet babanın
 İpe un serdiği çağda yaşadık.
 Önümüz çileydi arkamız cefa
 Bir gün semtimize basmadı sefa
 Mürşidin müridin günde beş defa
 Günaha girdiği çağda yaşadık.
 Kimi hak adalet gördü düşünde
 Kimi devlet kuşu buldu başında
 Vatanseverin vatan dışında
 Hasretlik sürdüğü çağda yaşadık.

 Göz yumup izine düştük batının
 Tuttuk kuyruğundan haçlı atının
 Pamuk yumağının tüyün tütünün
 Nice baş yardığı çağda yaşadık
 Neler yıkmadık ki son olsun diye
 Harcadık günleri gün olsun diye
 Asker kaçağının şan olsun diye
 Askeri vurduğu çağda yaşadık.
 Dilendik savurduk doları markı
 Döndükçe aşındı düzenin çarkı
 Şalvarı, kasketi, gömleği, börkü;
 İhtiras sardığı çağda yaşadık.
 Başörtüsü yasak,Türk olmak günah;
 Sabır ver sabır ver Ey Gadir Allah
 Bulaşık basının her gün her sabah
 İslamı Yerdiği çağda yaşadık.
 Görün halimizi biz insanların
 Tutsağı olmuşuz sui zanların
 Her zaman her yerde müslümanların
 Müslüman kırdığı çağda yaşadık.


 ABDURRAHMAN KARAKOÇ

PENYE VE HAKİKAT

                            PENYE VE HAKİKAT


iyiydik. penyelere inanıyorduk
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye
iy ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine inanıyorduk
adı fatma, fatma'ya hemen inanıyorduk
sergio leona'ya, elektrik enerjisine
adı ali, ali'ye niçin inanmayalım
iyiydik
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk
birincisi doğaçlamaydı zaten
üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı
insan haklarına inanıyorduk
john locke'a ve john wayne'e
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe
ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına
ama en çok penyelere
"lili marlen şarkısı ne kederlidir"
aldık, kabul ettik; çok kederlidir
buralarda bir yerdeydi, ona da inanıyorduk
her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza
el kameralarına, merhamete… reno toros'a
nerdeyse iman edecektik üretimden kalkmasa
iyiydik
penyelere inanıyorduk. monogamiye ve sürprizlere
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara
kremlere ve troçki'nin dürüst biri olduğuna nedense
kiraz zamanına, tanpınar' a
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince
kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu
jodie foster'a ; hep beraber
elmalılı tefsirine, bir kısmımız
çok azımız karabaş tecvidine
terlemeye, rutubete, madonna'ya
vatan değerli bir arsadır, millî emlakçılara
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına
çift güllü yasin kitaplarına
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama
bir daha: çift güllü yasin kitaplarına
kendine iyi bak dileklerine; görüşürüz
niye görüşeceksek
şadırvanlara, antik dünyaya; roma ve üç kıtaya
sözleşmelere ve sosyal sigortalara
yerlere tükürmemeye
-göklere tükürebilirsiniz-
israiloğulları israilkızlarını öldürürken
iyiydik, penyelere inanıyorduk.

OSMAN KONUK

DİDEM MADAK

Siz aşktan n'anlarsınız bayım?

siz aşktan n'anlarsınız bayım?
2-
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca 
alt katında uyumayı bir ranzanın 
üst katında çocukluğum... 
kâğıttan gemiler yaptım kalbimden 
ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. 
aşk diyorsunuz, 
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! 
allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca 
havı dökülmüş yerlerine yüzümün 
büyük bir aşk yamadım 
hayır 
yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım 
gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı 
tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım... 
saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. 
aşk diyorsunuz ya 
ben istemenin allahını bilirim bayım! 
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca 
balkona yorgun çamaşırlar asmayı 
ki uçlarından çile damlardı. 
güneşte nane kurutmayı 
ben acılarımın başını 
evcimen telaşlarla okşadım bayım. 
bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. 
insan kaybolmayı ister mi? 
ben işte istedim bayım. 
uzaklara gittim 
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin 
uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım! 
süt içtim acım hafiflesin diye 
çikolata yedim bir köşeye çekilip 
zehrimi alsın diye 
sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz 
ilahiler öğrendim. 
siz zehir nedir bilmezsiniz 
zehir aşkı bilir oysa bayım! 
ben işte miraç gecelerinde 
bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, 
birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, 
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin 
bir şiir aradım. 
geçen üç yıl boyunca 
yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. 
ülkem olmayan ülkemi 
kayboluşumu aradım. 
bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. 
bir ters bir yüz kazaklar ördüm 
haroşa bir hayat bırakmak için. 
bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. 
kimi gün öylesine yalnızdım 
derdimi annemin fotoğrafına anlattım. 
annem 
ki beyaz bir kadındır. 
ölüsünü şiirle yıkadım. 
`bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım` 
öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. 
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca 
acının ortasında acısız olmayı, 
kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. 
kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. 
aşk diyorsunuz ya, 
işte orda durun bayım 
islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım 
kendimin ucunda 
öyle ıslak, 
öyle kötü kokan, 
yırtık ve perişan. 
siz aşkı ne bilirsiniz bayım 
aşkı aşk bilir yalnız!