Uyandıracak biri yoksa, alarm kurmadan uyanması imkansız olan insanlardan biri olarak çok merak ettiğim yöntemlerdir.
Bu yöntemlerden en çok ilgimi çeken , mum ve çiviler yardımıyla uyanma yöntemi: metal bir mumluğun üzerine yerleştirilen mum üzerine monte edilen çivilerin bulunduğu seviyeye kadar eridiğinde çivilerin serbest kalarak aşağı düşmesiyle çıkan seslerden faydalanarak uyanma şeklinde gerçekleşiyormuş. bunun için mumun ne kadar sürede
eridiğini önceden iyi ölçmek ve o sesleri duyup uyanabilmek için tilki uykusuyla uyuyabilen bir insan olmak lazım.
reklam
15 Eylül 2015 Salı
21 Ağustos 2015 Cuma
13 Mayıs 2015 Çarşamba
21 Mart 2015 Cumartesi
Eskişehir deki çorap satan çocuk
Aslında ilk başta içim acıdı biraz sonra çocuğun söylemlerine dikkat ettim konuşma tarzına pazarlama kabiliyetine kısaca hayat hikayesine üvey babasına söylediği sözlere acınacak kişi benim aslında.Aklıma yardımcı olalım arkadaş biz bu çocuğa diye getirdim sonra kazanımı iyi ve bence bu işi yapması gerekiyor diye düşünmekten alamadım kendimi biri balık tutmayı öğretmiş daha ne olsun.sonra bu çocuğun okul durumunu düşündüm eminim ki okulda da çok başarılıdır ve tabiki çok daha iyi şartlarda okumaları yaşamaları gerek ancak bu tarz çocuklara köstek olunmasın yeter onlar bizim kaçıp saklandığımız korkup odamıza saklandığımız hayata ders veriyorlar onu her gün al aşağı ediyorlar.Kendisini bu şekilde yetiştiren bu çocuk gibi bir çocuk yetiştirmek için yıllarımı harcamaktan da çekinmeyeceğim.
Eski sevgilinin mesaj atması
İstanbul Üniversitesi'nde yapılan pkk kutlaması
Çözüm sürecini destekleyen hatta yapılmasaydı ileride fırsatım olursa kesin yaparım diyordum,sonra bir delikanlı çıktı rte ve bu işe el attı kendi tabiriyle elini taşın altına koydu.kendisini ile ilgili yaptığı on şeyden 8 ini beğenir ve desteklerim ancak 2 sini şiddetle eleştiririm ve bu 2 şey icraat olarak daha az görünse de etki olarak çok daha fazla 8 den.bu yüzden kesin olarak sevmiyorum ben bu adamı kanaatine vardım 7-8 sene önce.
Bir kürt (türkçeyi istanbul türkçesi ile konuşan kürtçeyi yarım yamalak konuşan ya da anneden öğrendiği kadar) olarak ilk giride ki video yu izledikten sonra ve buna benzer olayları bizatihi yaşadıktan sonra bu işin biraz daha erken olması temennisini taşımaktayım.bu satırları yazarken bir ahmet kaya şarkısı dinleyerek yazıyorum.
Farklı bir kafa mı taşıyorum bilemiyorum ama öcalan için devletin vermiş olduğu bir karar var devlet dediğim yargı organının müebbet.Hakim kararı desteklenir desteklenmez ancak sonuç o bir mahkum ve mahkum olmasının sebepleri var ve o sebeplere göre karar verildi ve ben inanıyorum ki yaşadığımız yer bir hukuk devleti.
Yukarıdaki video da eğlenen insanlar ne yapıyorlar acaba neler söylüyorlar neler diyorlar bi daha tekrardan izlersek,amaçları ne,var olmaya mı çalışıyorlar,kadın,çocuk özgürlük diyorlar en sonunda e başında ne diyorlar ne yapıyorlar.sataşma var,var olma çabası var güya,kendilerinin kürt olduğunu bağıra bağıra söyleme çabası var,en barizi ise eğleniyorlar ve bunu bir ritime dökmeye çalışıyorlar.
ülkücülere sataşma nedir?hayırdır doymak bilmeyen bir kan kokusu gitmeyecek mi akıllarınızdan bunun bir son bulması için hiç mi bir çabanız olmayacak ve siz hiç samimi olmayacak mısınız?
ülkücüler (tabi ki gerçek ülkücüler ) bu ülkenin bu vatanın temel taşları vatanseverleridir bu videoda oyanayan eğlenen insanlarla beraber bir vatan sevgisi.(bu gün kaç ülkücü kaldı o da başka bir mevzu tabi.ülküsünü kaybetmemiş)
Mahkum birini baş olarak görüp ve bunu bağıra çağıra söylüyorlar ve ben buna hak veremiyorum,verememe sebebim ise yargı kararı tamamen.kıyılmış canların,ağlamış anaların bu dünyadaki öcüdür.bu kürt ya da türk anası hiç farketmeksizin.
Bağırıp çağırdığınız adam yarın öbür gün yine bu yargı kararı ile beraat eder beraat etme nedenleri toplumun çoğu tarafı tarafından içselleştirilirse o zaman bağırıp çağırın,parti başkanınız olarak şarkı yapın,başınıza taç yapın ama bu gün yapmayın bu hakkınız değil.beraatı yine içlerde bir yerde acı bırakacak orası ayrı bir olay ama bu devlet için yapılırsa şahsım adına sineye çekerim.
bu olay ve buna benzer olayları özgürlük ile bağdaştıramadım hiç.sıkıntı çeken o kadar kürt varken hiç inanasım gelmiyor bu eylemleri yapan insanların bu sıkıntıları çektiğini.hiç samimi bulmuyorum.belki samimidirler ama kürt ile islam bir arada oluyordu hep hala da öyledir bakın ana babanıza ama siz kimsiniz ya da ne zaman fikirleriniz bu kadar değişti,ne zaman bira ya kürtçe isim bulundu,ne zaman eğitim alındı da bu kadar insan islam ile bağdaşmayan bir zihniyete büründü onu da anlamakta zorlanıyorum.sahi kürtler ne zaman marksizm leninizm ideoliji taşır oldu.bunu kesinlikle kınamıyorum haddime de değil ama bunu ne zaman okudu sonra kabul etti ve bu ideolijiye sahip bir partiye oy verir oldu.hepsini geçtim silah zoru ile iş yapan bir topluluğa onay verdi ve bunu savunur oldu.
Toparlarsak öcalanın çözüm süreci boyunca sağlık durumunu iyi olmasını temenni ediyorum ki bu olayı çözebilecek tek kişidir kendisi.zira ne ara diye başlayan bir sürü cümlelerin nedenidir bu temennim malesef ve malesef ki kürtlerin çoğunluğu büyük ne derse onu yapıyorlar ve ilgili ideolijinin gereği olarak liderin sözü kesinlikle tartışılmaz.
Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur sokaktaki aç suryeliyi düşünürüz.
Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur eski sevgilimizi düşünüp yaşadığımız pişmanlıklarımızı düşünürüz.
Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur bu videoda oynayan bağıran ve buna benzer yaşayan insanlar kendi fikirlerini edinip bizim hisler ile değil aklımızla hareket edebileceğimizi hissederler.
yine umuyorum ki bu olaylar son bulur kemalistlerin atatürkü,akplilerinrteyi,ülkücülerin türkeşi,buradaki insanların öcalanı sorgulayacağı aklı selimi elde ediriz.
Yine umuyorum ki bu olaylar son bulur bayraktaki kanın hepimizin kanı olduğunu hisseder ve anlar ona göre yaşarız.
Ensar Deliduman 21.03.2015 01:00 Demirlibahçe-Mamak-Ankara
4 Şubat 2015 Çarşamba
ÇARPIK ÇAĞ
ÇARPIK ÇAĞ
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ABDURRAHMAN KARAKOÇ |
PENYE VE HAKİKAT
PENYE VE HAKİKAT
iyiydik. penyelere inanıyorduk |
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye |
iy ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine |
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine inanıyorduk |
adı fatma, fatma'ya hemen inanıyorduk |
sergio leona'ya, elektrik enerjisine |
adı ali, ali'ye niçin inanmayalım |
iyiydik |
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk |
birincisi doğaçlamaydı zaten |
üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı |
insan haklarına inanıyorduk |
john locke'a ve john wayne'e |
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk |
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe |
ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına |
ama en çok penyelere |
"lili marlen şarkısı ne kederlidir" |
aldık, kabul ettik; çok kederlidir |
buralarda bir yerdeydi, ona da inanıyorduk |
her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza |
el kameralarına, merhamete… reno toros'a |
nerdeyse iman edecektik üretimden kalkmasa |
iyiydik |
penyelere inanıyorduk. monogamiye ve sürprizlere |
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne |
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara |
kremlere ve troçki'nin dürüst biri olduğuna nedense |
kiraz zamanına, tanpınar' a |
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince |
kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere |
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu |
jodie foster'a ; hep beraber |
elmalılı tefsirine, bir kısmımız |
çok azımız karabaş tecvidine |
terlemeye, rutubete, madonna'ya |
vatan değerli bir arsadır, millî emlakçılara |
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına |
çift güllü yasin kitaplarına |
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama |
bir daha: çift güllü yasin kitaplarına |
kendine iyi bak dileklerine; görüşürüz |
niye görüşeceksek |
şadırvanlara, antik dünyaya; roma ve üç kıtaya |
sözleşmelere ve sosyal sigortalara |
yerlere tükürmemeye |
-göklere tükürebilirsiniz- |
israiloğulları israilkızlarını öldürürken |
iyiydik, penyelere
inanıyorduk. OSMAN KONUK |
DİDEM MADAK
Siz aşktan n'anlarsınız bayım?
siz aşktan n'anlarsınız bayım? | ||
2- | ||
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca | ||
alt katında uyumayı bir ranzanın | ||
üst katında çocukluğum... | ||
kâğıttan gemiler yaptım kalbimden | ||
ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. | ||
aşk diyorsunuz, | ||
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! | ||
allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca | ||
havı dökülmüş yerlerine yüzümün | ||
büyük bir aşk yamadım | ||
hayır | ||
yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım | ||
gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı | ||
tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım... | ||
saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. | ||
aşk diyorsunuz ya | ||
ben istemenin allahını bilirim bayım! | ||
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca | ||
balkona yorgun çamaşırlar asmayı | ||
ki uçlarından çile damlardı. | ||
güneşte nane kurutmayı | ||
ben acılarımın başını | ||
evcimen telaşlarla okşadım bayım. | ||
bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. | ||
insan kaybolmayı ister mi? | ||
ben işte istedim bayım. | ||
uzaklara gittim | ||
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin | ||
uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım! | ||
süt içtim acım hafiflesin diye | ||
çikolata yedim bir köşeye çekilip | ||
zehrimi alsın diye | ||
sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz | ||
ilahiler öğrendim. | ||
siz zehir nedir bilmezsiniz | ||
zehir aşkı bilir oysa bayım! | ||
ben işte miraç gecelerinde | ||
bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, | ||
birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, | ||
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin | ||
bir şiir aradım. | ||
geçen üç yıl boyunca | ||
yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. | ||
ülkem olmayan ülkemi | ||
kayboluşumu aradım. | ||
bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. | ||
bir ters bir yüz kazaklar ördüm | ||
haroşa bir hayat bırakmak için. | ||
bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. | ||
kimi gün öylesine yalnızdım | ||
derdimi annemin fotoğrafına anlattım. | ||
annem | ||
ki beyaz bir kadındır. | ||
ölüsünü şiirle yıkadım. | ||
`bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım` | ||
öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. | ||
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca | ||
acının ortasında acısız olmayı, | ||
kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. | ||
kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. | ||
aşk diyorsunuz ya, | ||
işte orda durun bayım | ||
islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım | ||
kendimin ucunda | ||
öyle ıslak, | ||
öyle kötü kokan, | ||
yırtık ve perişan. | ||
siz aşkı ne bilirsiniz bayım | ||
aşkı aşk bilir yalnız! |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)