reklam

21 Kasım 2013 Perşembe

KALDIRIMLAR -l-

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; 
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
                                                   N.F.K

19 Kasım 2013 Salı


A-MONA ROZA 
Mona Roza, siyah güller, ak güller  
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak  
Kanadı kırık kuş merhamet ister  
Ah, senin yüzünden kana batacak  
Mona Roza siyah güller, ak güller  

Ulur aya karşı kirli çakallar  
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa  
Mona Roza, bugün bende bir hal var  
Yağmur iğri iğri düşer toprağa  
Ulur aya karşı kirli çakallar  

Açma pencereni perdeleri çek  
Mona Roza seni görmemeliyim  
Bir bakışın ölmem için yetecek  
Anla Mona Roza,  
ben bir deliyim  
Açma pencereni perdeleri çek...  

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi  
Bende çıkar güneş aydınlığa  
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi  
Seni hatırlatıyor her zaman bana  
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi  

Zambaklar en ıssız yerlerde açar  
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur  
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar  
Işıksız ruhumu sallar da durur  
Zambaklar en ıssız yerlerde açar  

Ellerin ellerin ve parmakların  
Bir nar çiçeğini eziyor gibi  
Ellerinden belli oluyor bir kadın  
Denizin dibinde geziyor gibi  
Ellerin ellerin ve parmakların  

Zaman ne de çabuk geçiyor  
MonaSaat onikidir söndü lambalar  
Uyu da turnalar girsin rüyana  
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar  
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona  

Akşamları gelir incir kuşları  
Konar bahçenin incirlerine  
Kiminin rengi ak, kimisi sarı  
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine  
Akşamları gelir incir kuşları  

Ki ben Mona Roza bulurum seni  
İncir kuşlarının bakışlarında  
Hayatla doldurur bu boş yelkeni  
O masum bakışlar su kenarında  
Ki ben Mona Roza bulurum seni  

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza  
Henüz dinlemedin benden türküler  
Benim aşkım sığmaz öyle her saza  
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler  
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza  

Artık inan bana muhacir kızı  
Dinle ve kabul et itirafımı  
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı  
Alev alev sardı her tarafımı  
Artık inan bana muhacir kızı  

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak  
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış  
Bir gün gözlerimin ta içine bak  
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış  
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak  

Altın bilezikler o kokulu ten  
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne  
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen  
Bir tüy ki kapalı gece ve güne  
Altın bilezikler o kokulu ten  

Mona Roza siyah güller, ak güller  
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak  
Kanadı kırık kuş merhamet ister  
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!  
Mona Roza siyah güller, ak güller  

Sezai Karakoç